Her yüz farklı bir tuvaldir

Bu yazımda size doğallığın estetikle yan yana geldiğindeki uyumundan bahsetmek istiyorum. Biliyorsunuz merdiven altı estetik uygulamaları ve kişilerin abartılı estetik talepleri nedeniyle güzellik ve estetik kavramının geçtiğimiz yıllarda “tek tip görünümü” de beraberinde getirdi. Bu anlayış artık değişerek yerini doğal estetik kavramına bırakmalı. Abartılı estetik uygulamalarının önünü biz hekimler, sizlerle işbirliği içinde kalarak kesmeliyiz. Dünyadaki trendler de bu yönde kendini gösteriyor. Kişilerin bedenine ve yüzüne uygun estetik uygulamalar öne çıkmaya başladı.  

Önce zarar verme

Bu gerekliliğin nedenlerini size anlatmadan önce 30 yıllık bir hekim olarak hekimlik mesleğinde öğrendiğim en temel şeyin “hasta güvenliği” olduğunu söylemem gerekiyor.  “Önce zarar verme (primum non nocere)” sözünün Hipokrat tarafından söylendiği kabul edilir. O dönemden bu yana da tıp uygulamalarında temel ilkesi olarak devam ettirilir. Bazı medikal uygulamalarda, hastanın zarar görme olasılığı vardır. Bazen hastaya yarar sağlama sırasında, bazen de hastanın daha büyük zararlardan korunması girişimleri sırasında hasta risk alabilir. Hekimin, tanı ve tedaviye yönelik işlemlerde, işlemin yararları ve olası risklerini iyi bilmesi ve buna göre davranması gerekir. 

İşte tam da bu noktada medikal estetik alanında hasta güvenliğinden söz etmemiz gerekiyor. Bu da hastaya fayda yerine zarar verme ve riski olan müdahalelerden kaçınılmasını beraberinde getiriyor. Bu nedenle de hem bir hekim olarak kendimin, hem de başkanlığını yürüttüğüm Medikal Estetik Tıp Derneği’nin 2024’deki öncelikli hedeflerinin ilk sırasına merdiven altı estetikle mücadeleyi koyduk. Sağlık otoriteleriyle de bu alanda işbirliği içinde ilerleyerek önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmeye başlayan merdiven altı estetikle mücadeleyi faaliyet programlarımıza dâhil ettik.

Abartılı estetik uygulamalarının önünü kesmek zorundayız

Kişiye uygun olmayan abartılı işlemler kişileri doğallıktan uzaklaştırıyor. Bunu hastalarımıza doğru anlatmalıyız. Bu nedenle biz hekimler estetikte doğal olunabileceğini fark ettirmeliyiz. Dünyada da trend bu yönde. Elinde bir fotoğrafla “bana bu dudaktan yapın diyen” hasta sayımız da azalmalı, azalıyor da. Estetikte doğal dokunuş algısını oturtmamız gerekiyor.”

Estetikte doğal dokunuş nasıl sağlanır

Estetikte doğal dokunuş derken önce cildin kalitesini artırmaktan bahsediyorum.  Bazen dolgu, botox, ip askı gibi yapılandırıcı tedavilere de ihtiyaç duyulabiliyor. Yapılandırıcı tedavileri de kişinin ihtiyacı olduğu ölçüde kararında uyguladığınızda aslında kaliteli bir cildi en doğal haliyle tedavi etmiş, şekillendirmiş oluyorsunuz. Bizim doğal dediğimiz, ciltte doku kalitesini, nemi, parlaklığı, sıkılığı artıran, geniş gözenekleri daraltıp böylece sarkmayı engelleyen tedavilerdir. Bunlar zaten kişinin ihtiyaç duyduğu, onu bambaşka biri yapmayacak medikal estetik uygulamalarıdır. Son dönemde popülerliği artan lazer, ısı, radyofrekans, ultrason dalgaları teknolojilerini de doğallığı destekleyecek uygulamalar arasında sayabiliriz. Örneğin BBL tedavisi de ciltteki kolajeni uyararak cilt gençleştirilmesine destek olan çoklu bir cilt tedavisidir. Ciltte parlaklık sağlarken doku sıkılaşmasıyla da cildi daha sağlıklı bir hale getirir.  

Her yüz farklı bir tuvaldir

Her yüzün farklı bir tuval olduğunu düşünüyorum. Hekim bu tuvali yüzün şekline, kişinin yaşam tarzına ve beklentilerine göre renklendirmelidir.  O zaman hem güzel, hem kıymetli hem de kişiye özel ve benzersiz olur. Medikal estetik alanı kişiye özel tedavi planı gerektirir. yardımcı olurken, cilt sağlığınızı korumanın yanı sıra genel sağlığınıza da olumlu katkılarda bulunur. Kışın cilt bakımı, özen ve düzenli uygulamalarla yönetilebilir bir süreçtir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir